26 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen trajik olay, herkesin yüreğini burktu. Genç yaşta hayatını kaybeden Tuğba ve Seda, hayata dair umut dolu planlar yaparken, bir alkollü sürücünün dikkatsizliği sonucu hayatlarına veda ettiler. Kaza, sadece ailelerini değil, aynı zamanda tüm arkadaş çevresini, toplumu ve onların gelecek hayallerini de kararttı. Olayın ardından yapılan açıklamalar ve tutuklamalar, toplumda adalet arayışının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Olay, İstanbul’un en yoğun caddelerinden birinde akşam saatlerinde meydana geldi. Alkollü olduğu belirlenen 35 yaşındaki sürücü, hızla giderken kontrolünü kaybetti ve Tuğba ile Seda’nın bulunduğu araca çarptı. Kazanın hemen ardından olay yerine çok sayıda ambulans ve polis ekibi sevk edildi. Yapılan müdahalelere rağmen, iki genç hayatını kaybetti. Gözyaşları içinde kalan aileler, çocuklarının kaybıyla sarsılmış durumda. Bu acı haberle birlikte, Tuğba'nın annesi Ayşe Hanım, “Onlar geleceğe dair hayalleri olan, sevgi dolu iki gencecik insandı. Bu kazada neye uğradığımızı bilemediğimiz bir terörizme maruz kaldık” ifadelerini kullandı.
Olayın ardından alkollü sürücü hemen gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Savcılık, sürücünün kazadan önceki alkol düzeyinin yasal sınırın oldukça üzerinde olduğunu ve bu durumun sürüş becerilerini olumsuz etkilediğini bildirdi. Toplumda bu kazaya ilişkin yapılan yorumlar, alkollü araç kullanımına yönelik kısıtlamaların daha da arttırılması gerektiği yönünde. Birçoğu, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için daha sıkı yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğuna inanıyor.
Tuğba ve Seda’nın arkadaşları, kazanın gerçekleştiği yere çiçek bırakma etkinliği düzenleyerek, arkadaşlarını anmak için bir araya geldiler. “Onlar sadece bir kaza kurbanı değildi; bizlerin birer parçasıydı. Yakınlarımızı kaybettik ama bu kaybın arkasında bir daha asla yaşanmaması gereken bir durumun olduğunun farkındayız” diyen bir arkadaşları ise sesini yükselterek, bu tür kazaların önlenmesi için toplumun ortak bir ses çıkarması gerektiğini vurguladı.
Bu trajik olay, yalnızca Tuğba ve Seda'nın ailelerini değil, tüm toplumu derinden etkiledi. Sosyal medya platformlarında ve yerel haber sitelerinde bu konuda halkın tepkisi büyük yankı buldu. “Geçmişte yaşanan kazalar pek çok kez göz ardı edildi ama artık sessiz kalamayız” diyen bir başka yorumcu, alkollü sürücülerin cezalarına karşı çıkanların, adaletin yerini bulabilmesi için merceği daha da yaklaştırması gerektiğinin altını çizdi.
Hukukçular, alkollü araç kullanmanın getirdiği risklerin ciddiyetine dikkat çekerek, bu kazaların tekrar yaşamaması için vatandaşlar ve yasaların daha dikkatli olması gerektiğini savunuyor. “Alkol, insanın karar verme yetisini büyük ölçüde etkiliyor. Bu nedenle, toplumsal bir algı oluşturmak ve gençlerimizi bu konuda bilinçlendirmek elzem” diyorlar.
Kaza sonrası yapılan çalışmalar ve alınan tedbirlerin ardından, toplumsal duyarlılık daha da artmış görünüyor. Oluşan bu farkındalık ile birlikte, alkollü araç kullanımı konusunda bilinçli davranmaktan başka çare olmadığını benimseyen aileler ve gençler, caydırıcı önlemlerin alınması gerektiğini düşünmeye başladılar. “Artık bu konuda acil olarak sıkı tedbirler alınmalı. Bizim canımız yanmadan, başkalarının canı yanmamalı” diyen bir velinin sözleri, toplumun ortak talebinin ne denli güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Tuğba ve Seda’nın hayatları, sadece birer istatistikten ibaret olmaktan çıkıp, toplumsal bir farkındalığın simgesi haline geldi. Bu kaybın ardından, ciddi yasaların çıkması ve alkollü sürücülerin toplumda oluşturduğu riskin daha fazla gündeme getirilmesi, gelecekte benzer acıların yaşanmaması adına büyük önem taşıyor.
Son olarak, Tuğba ve Seda'nın anısına saygı duruşu yapılmasını isteyen aileler, kazanın bir daha yaşanmaması için harekete geçme inancını kaybetmeden mücadelelerini sürdürme kararlılığını ortaya koyuyorlar. Bu mücadele, yalnızca kendi çocuklarının anısını yaşatmakla kalmayacak; aynı zamanda toplumda daha bilinçli bir nesil yetişmesine de zemin hazırlayacaktır.