Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de trafiğe kayıtlı taşıt sayısı 30 milyon 883 bini aşarak yeni bir rekor kırdı. Taşıtların artışı, özellikle büyük şehirlerdeki trafik yoğunluğu ve çevre sorunlarını gündeme getirirken, otomobiller bu sayının büyük bir kısmını oluşturuyor. Trafiğe kayıtlı taşıtların %54'ünden fazlasını otomobiller oluştururken, kamyonetler, motosikletler ve diğer taşıt türleri de önemli bir paya sahip. Bu artış, Türkiye'de motorlu taşıt kullanımının giderek yaygınlaştığını ve araç sahipliğinin hızla arttığını gösteriyor.
Otomobiller, trafiğe kayıtlı taşıtların %54,2’sini oluşturarak en büyük paya sahip olurken, kamyonetlerin payı %16,3, motosikletlerin ise %14,1 olarak kaydedildi. Otobüsler, kamyonlar, traktörler ve özel amaçlı araçlar da toplam taşıt sayısının kalan kısmını oluşturuyor. Otomobil satışlarında son yıllarda görülen artış ve pandemi sonrası bireysel ulaşım tercihlerinin ön plana çıkması, bu hızlı yükselişin başlıca nedenleri arasında gösteriliyor. Özellikle pandemiden sonra toplu taşımadan kaçınarak bireysel araç kullanma eğilimi artmış ve bu durum, trafiğe kayıtlı taşıt sayısının daha hızlı yükselmesine katkı sağlamıştır.
Taşıt sayısındaki bu hızlı artış, büyük şehirlerdeki trafik yoğunluğunu da gözle görülür bir şekilde artırmış durumda. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde, araç sayısındaki artışa paralel olarak trafik sıkışıklığı ve otopark sorunları giderek daha belirgin hale geliyor. Yetkililer, şehir içi ulaşımı rahatlatmak ve trafik sorunlarını en aza indirmek amacıyla alternatif ulaşım çözümleri üzerinde çalışmalarını sürdürdüklerini belirtiyor. Ayrıca, toplu taşımanın iyileştirilmesi ve elektrikli araçların teşvik edilmesi gibi önlemler de bu konuda çözüm olarak öne sürülüyor.
Uzmanlar, artan araç sayısının çevresel etkilerine de dikkat çekiyor. Trafiğe kayıtlı taşıt sayısının artmasıyla birlikte karbon salınımı ve hava kirliliği gibi çevresel sorunların da büyüdüğünü ifade eden uzmanlar, özellikle büyük şehirlerde bu konuda daha sürdürülebilir ulaşım çözümlerine yönelmenin önemine vurgu yapıyor. Elektrikli araçların teşvik edilmesi ve alternatif yakıtların kullanımının artırılması gibi adımların, bu olumsuz etkileri hafifletmek için önemli olduğu belirtiliyor.
Taşıt sayısındaki bu artış, Türkiye’de araç sahipliğine olan talebin arttığını ve vatandaşların ulaşım tercihlerinde bireysel araç kullanımını daha fazla benimsediğini gösteriyor. Ancak bu durum, trafik sıkışıklığı, çevre kirliliği ve otopark gibi altyapı sorunlarını da beraberinde getiriyor. Ulaşım planlamalarının, bu artışın getirdiği sorunları göz önünde bulundurarak daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması gerektiği ifade ediliyor. Türkiye'nin ulaşımla ilgili karşılaştığı bu yeni dinamikler, gelecekte daha entegre ve çevreci ulaşım çözümlerine olan ihtiyacın önemini bir kez daha ortaya koyuyor.